3 Kasım 2011 Perşembe

OTİZM


Otizmin Tanımı:
Otizm çocuk psikiyatri alanında Yaygın Gelişimsel Bozukluklar başlığı altında ele alınır.Yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıkan ve aşağıda belirtilen alanlarda,gelişimde gecikme ya da sapmaların olduğu “gelişimsel sendrom” olarak tanımlanan bir psikiyatrik bozukluktur.                   
Otizm yaşam boyu sürdüğü için,otistik bireyler  bir “özür” grubu olarak tanımlanırlar.
Otizmde görülen belirtiler 3  temel grupta yer alır:
*Toplumsal ilişkilerin gelişiminde bozukluk,
*Sözel ve sözel olmayan iletişimde bozukluk;sembolik oyunda dahil olmak  üzere hayal gücü yetersizliği
*Basmakalıp,takıntılı,tekrarlayıcı davranışlar;ilgi alanının  kısıtlılığı ve darlığı


Otizmin Tarihçesi:  
Otizm (Autism) kelime olarak “kendi” anlamına gelen Latince “auto” sözcüğünden gelir.
Otizm ilk kez 1943 yılında Amerikalı çocuk psikiyatri Leo KANNER tarafından infantil otizm ( erken bebeklik otizmi ) olarak tanımlanmıştır.Kanner otizmi sosyal ilişki, iletişim biçimi ve çevreye karşı olağan dışı tepkiler olarak tanımlamıştır.Aynı dönemde 1944 yılında Avustuyalı çocuk doktoru Hans ASPERGER de Kanner’den bağımsız olarak otizmi incelemiş ve davranışla ilgili bir sendrom olarak tanımlamış-tır.Otizm kelimesi o güne kadar şizofrenide düşünce bozukluğunda,kişinin kendini insanlara ve dış dünyaya kapatması anlamında kullanılıyordu.Kanner araştırdığı bu çocuklarda otizm kelimesini kullanınca,uzun bir süre otizm çocukluk şizofrenisi olarak anıldı.Kanner’e göre otizmin üç karakteristik özelliği vardı; yanlızlık,değişikliğe karşı direnç,yetenek çokluğu.Asperger ise otizmin nedenini organik olarak görmüş ve normale yakın olan durumları incelemişti.Bu günde zekası normal ya da üstün olan otistiklere Asperger Sendromu tanısı konmaktadır. 1966 da otistik bir çocuğu olan Bernard RİMLAND otizmin nedeninin beyinden kaynak-landığını öne sürdü ve 1970 ‘li yıllardan sonra biyolojik araştırmalara ağırlık verilmiştir.


Otizmin Görülme Sıklığı:

Otizmin görülme sıklığı  on bin kişide  4-5 kişidir.Erkeklerde kızlara  göre 3-4 kat daha fazla görülmektedir.Otizmin sosyo-ekonomik düzey bakımından görülme oranları ise; % 59 düşük SED,% 23 orta SED ve % 18 yüksek SED şeklin-dedir.
Otizmin nedenleri ve etyolojisi :    
Nedenler konusunda öne sürülen teoriler vardır,bunlar 4 grupta toplanır.
1-)Psikolojik Teori
2-)Davranışsal  Teori:
3-)Organik Teori:
      Son on yıldır otizmin biyolojik bir kaynağının olduğu kesinlik kazanmakta ve beyindeki bazı yapısal anomalilerin otizme neden olduğu kabul edilmektedir.
4-)Kavramsal Teori (Zihin Teorisi)

Otizmin Tanısı:
               
Otizmin kesin tanısı için kullanılan nesnel-objektif bir yöntem, biyolojik bir tetkik olanağı yoktur.Gözleme dayanarak ve aileden alınan bilgilere göre tanı konur.Bu konuda araştırmacılar tarafından bazı standart değerlendirme yöntemleri geliştirilmiştir.Tanı Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanları tarafından konulur.
        
Gelişim sürecinde 18 ay civarında bir çocuk şu becerileri gerçekleştirir:
- ilgilendiği şeyi gösterir,kendisine gösterilene bakar(ortak dikkat becerisi)
- hayali(sembolik) oyun oynar
- bir yerden ayrılırken, el sallar ya da baş baş yapar
- adı söylendiğinde tutarlı olarak bakar
        
Eğer 3 yaşına gelmiş bir çocuk;
- İlgilendiği şeyi gösterme, gösterilene bakma ( ortak dikkat )
-Duyma ( özellikle adına tutarlı olarak bakma )
-Göz kontağı
-Ortak karşılıklı etkileşim
-El sallama,baş – baş  yapma   
-Müzik dinleme ve TV izleme
-Oyun (özellikle sembolik-hayali oyun)
-Paylaşım
-Anne – babayı karşılama
-Şirinlik yapma , yakınlık gösterme
-Bağlanma
-Talimat alma
-Dil gelişimi ve konuşma
alanlarında akranlarına göre bir farklılık gösteriyorsa gelişimde bir aksama söz konusudur ve otizmden şüphelenilerek çocuk psikiyatrisi uzmanlarınca değerlendirilir.                          

Otizm Ne Değildir ?
-Duygusal yoksunluk veya emosyonel stres sonucu değildir.
-Sosyal temastan kaçınmak için inatçı bir arzu değildir.
-Anne-babanın reddinden veya soğuk ebeveynlikten kaynaklanmaz.
-Bir ruhsal bozukluk (akıl hastalığı değildir).
-Herhangi bir sınıfa özgü değildir.
-Bazı dar alanlarda özel yetenekleri olmasına karşın, otistiklerin zekaları yanlış anlaşılmaktadır.
-Tedavi edilemez ama iyileşmeler gözlenir.

Otizmin  Tedavisi:
Otizmin kesinleşmiş bir tedavisi yoktur.
Otizmde kullanılan tedavi yöntemlerinden bazıları şunlardır;
*İlaç tedavisi (özellikle yoğun hareketlilik,uyku sorunları,yoğun davranış sorunları,yeme sorunları,kendine ve çevresine zarar veren davranışlar,sıkıntı-kaygı gibi durumlarda)
*Bağışıklık sistemine yönelik (immünglobülin) tedaviler
*Fizyoterapi
*Biyokimyasal tedaviler;
-Otizme yönelik diyetler
-Otizme yönelik vitamin tedavileri
-Sekretin hormonu tedavileri
*Duyusal ve Algısal tedaviler;
-Duyu bütünleştirme tedavileri
-İşitsel terapiler
-Hızlandırılmış (kolaylaştırılmış) iletişim
*Psikolojik  tedaviler;
-Psikoterapi
-Oyun terapisi
-Tutma terapisi
*Davranışsal (eğitsel) tedaviler;
-LOVAAS tekniği
-TEACCH  programı
*Konuşma terapisi ( Makaton Dil Terapisi gibi)
*Müzikle ve sanatla tedavi
Ancak  tüm  uzmanların ortak görüşü; en etkin yöntemin gerektiğinde ilaç tedavisiyle desteklenen “ eğitim” olduğudur.

Otizmde Prognoz:
Otizm yaşam süresini kısaltan bir hastalık değildir.Genel olarak kabul gören görüş; otistik bir çocuğun zeka düzeyi ne kadar iyiyse, otistik belirtilerin zamanla o kadar azalacağı ve çevresine uyumunun o kadar artacağı yönündedir. Zeka düzeyi (70 ve üzeri), dil gelişimi ve ailenin sosyo-ekonomik  düzeyi prognozu etkiler.
Az da olsa otistik bireylerin bir kısmı minimal bir destekle bağımsız yaşayabilirler (% 1-2 ‘si).Genellikle 3/2’ si birine bağımlı, 3/1’ i ise kısmen bağımlı yaşayabilirler.

Otistik Çocukların Eğitimi:
Otistik bir çocuğun eğitimi;o çocuğun koşullarına göre hazır-lanan bir programın, eğitim amaçlarına uygun şekilde tasarlanmış bir ortamda, uzman kişilerce, uygun araç-gereç kullanılarak uygulanması demektir.
Eğitim programlarından bahsedilirken genelde davranışçı yöntemlerin kullanıldığını belirtmek gerekir.Davranışçı yöntem; sistemli bir gözlem ve kayıt tutuma yöntemi ile azaltılmak ve arttırılmak istenen davranış ile ilgili bir takım müdahaleler de bulunmak ve yine ölçüm metotlarıyla bu yöntemlerin etkinliğini değerlendirmek demektir.
Otistik çocuğun eğitimindeki amaçlar şunlardır:
1-Öğrenmeye hazırlık becerilerinin kazandırılması.Bunlar;
  -göz kontağı
  -uygun oturma
  -talimat alma
2-Dil ve konuşma becerilerinin kazandırılması.
  -Önce alıcı dil becerileri daha sonra ise tek heceli kelimelerden başlanarak ifade edici dil becerileri öğretilir.
3-Sosyal becerilerin kazandırılması.
  -sosyal kuralların kazandırılması
  -grup oyunu oynama becerilerinin geliştirilmesi
4-Davranış problemlerinin ve günlük yaşamı aksatan stereotipi ile takıntılı ilgilerin azaltılması.
 *Otistik çocukların eğitiminde şu basamaklar vardır:
1- Öğrencinin performans analizi yapılır. Böylece güçlü ve zayıf yönleri belirlenir.
2- Zayıf olduğu becerilerden gerekli olanlar  alt basamaklara ayrılır.
3- Alt basamaklara ayrılan beceriler, öğrenci için uygun olan metot ile öğretim programına alınır.
4- Elde edilen gelişmeler kaydedilir.


                                                                      OTİSTİK  ÇOCUKLARIN  ÖZELLİKLERİ
         Otistik kişileri tanımlamak için kullanılan birçok davranış özelliği vardır ama genellikle hiçbir otistikte bu özelliklerin tümü bulunmaz ve çoğu zaman hepsi aynı anda görülmez.Bu nedenle uzmanlar tarafından “otistik belirtiler yelpazesi” ifadesi sıklıkla kullanılır.
         
 A-) Toplumsal Etkileşim :

-Belirgin ve sürekli olarak karşılıklı toplumsal etkileşimde bozulma ,
-Çoğu zaman etrafında yer alan kişilerin ( bazen ailesi de dahil ) farkında olmama ve ilgilenmeme.Otistik özellikler yoğunsa insanların farkında olmazlar,özellikler daha azsa insanların farkındadırlar ama o insanların duygularının,isteklerinin,  düşüncelerinin farkında değildirler,otistik özellikler daha da az ise  özel ilişkilerin ( dostluk,evlilik gibi) farkında değildirler.
-Empatinin gelişmemesi
-İsteklerini parmağı ile göstermeme,işaret etmeme.Yetişkinin elini tutup işaret ettirme ya da yetişkinlerin elini istediği şeyin üstüne koyma
-Parmakla gösterilene bakmama
-Akranlarıyla gelişim düzeyine uygun ilişkiler kuramama ve geliştirememe, arkadaşlık ihtiyacı hissetmeme ya da sorunlar yaşama
-Sevinçlerini, başardığı ya da hoşuna giden bir şeyi paylaşmama
-Dikkat çekip çekmediğini sınamama
-Seslenildiğinde adına tutarlı olarak bakmama
-Göz kontağı kurmama ya da sabit,delip geçen bakışlar
-Sosyal ilişki için gerekli olan karşılıklı gülümsemenin olmaması
-Dokunmanın olmaması ya da yer,zaman,kişi ayırt etmeksizin dokunma.Kendisine dokunulmasına yoğun tepki gösterme
-Sosyal kurallara uymada güçlük
-Selamlaşma ve vedalaşma hareketlerini yapmama ya da hatırlatılınca yapabilme. Selamlaşma ve vedalaşma hareketlerinde farklılık;ters yönde el sallama,elini hafifçe değdirerek tokalaşma gibi.
-Anne ve babayı tanıdığını belli etmeme ya da gördüğünde coşkuyla karşılık vermeme.Yüksek işlevsel otistiklerde, günlük hayatı aileyle paylaşmama
-Yabancılamama
-Canı yandığında ya da yardıma ihtiyaç duyduğunda şefkat ve yardım aramama
-Sosyal ilişkiler için gerekli taklidin olmaması
-Sosyal ilişki kurabilenlerde ise sır tutamama, çok saf ve dürüst olma nedeniyle kolay kandırılabilme

B-) Dil Gelişimi ve İletişim İle Sembolik Oyun :
-Dil gelişimde gecikme ya da hiç konuşmama
-Konuşma özellikleri;
-ekolali (anlık ya da gecikmiş):yankı konuşması,bir başkasının söylediklerini 
-taklit ederek yineleme
-gramer hataları
-artikülasyon sorunları
-fiillerin zamanlarını karıştırma
-yineleyici (stereotipik) konuşma;kelime ya da cümlenin tekrarlanması
-anlamsız,uydurma sözcüklerle konuşma
-bir sözcüğü başka bir sözcük yerine kullanma
-konuşmayı başlatma ve sürdürmede zorluk.Çoğunlukla soru-cevap tarzında konuşma.Çok konuşan bir grup da var ama dinlenip dinlenmediğinin farkında olmadan monolog tarzında konuşuyorlar.
-şahıs zamirlerini karıştırma (ben yerine sen deme, kendinden 3. tekil şahısta bahsetme)
-konuşmanın ses tonu,ritmi,ses hızı ve vurgusunda problemler.Yüksek ya da fısıltı halinde, monoton ve yeknesak bazen melodik bir ses tonu kullanma
-hitap etmeme
-soru sormama
-sorulara cevap vermeme, soruyla ilgisi olmayan cevaplar verme ya da soruya sorunun yüklemini tekrarlayarak cevap verme
-evet/hayır kelimelerini uygun biçimde kullanamama
-Monoton,ciddi bir yüz ifadesi.İletişim için gerekli jest,mimik ve beden dilini kullanmada uygunsuzluk
İnsanların jest ve mimiklerinden duygularını anlayamama
-Başkalarının konuşmasıyla ilgilenmeme ya da yeterince ilgilenmeme
-Espri,şaka ya da mecazi kelimeleri,deyimleri, bir kelimenin farklı anlamlarda kullanımını, zıt kavramları anlamada güçlükler; soyut değil somut algılama
-Oyun oynama becerisinde problemler
-oyuncakla amacına uygun oynamama
-sert nesnelerle oynama,yumuşak olanları tercih etmeme
-hayali,sembolik oyun oynamama
-sembolik oyun oynayabilenlerde ise senaryolu (rollü) oyun oynayamama
-akranlarıyla grup oyunlarına katılmama,bu tür oyunların farkında olmama. katılabilenlerde ise grup oyunu kurallarına uymada sorunlar.

C-) Stereotipik ( yineleyici) Davranışlar,İlgi Alanının Kısıtlılığı ve Darlığı:
-Stereotip (basmakalıp ve yineleyici)  hareketler görülebilir.Bunlar; el burma,el  çırpma, kanat çırpar gibi kollarını sallama,kendi etrafında dönme,aynı hat üzerinde amaçsızca koşma, ileri-geri ya da sağa-sola sallanma, elinde bir nesneyi sallama-döndürme vb. hareketlerdir.
-Alışılmışın dışında bazı nesnelere bağlılık ve bu nesneleri tekrarlayan biçimde hareketler yapma.Deterjan kutusu, şampuan şişesi,kredi kartı, metalik ve ışıklı, döndürülebilen nesneleri elinde tutuma,evirip çevirme,sıraya dizme,biriktirme gibi  yineleyici ve olağan dışı ilgi alanları görülür.Öfkeli ve sıkıntılı olduğunda ancak
bunlarla sakinleşebilme.
-Bazı eşyaların ya da oyuncakların bütünüyle değil bir ayrıntısıyla ilgilenme
-Daralmış ilgi alanıyla uğraşma;müzik,klipler,reklamlar,yazılı materyal,logolar,sayılar gibi.Bunlarla ilgilenirken çevreye tepki vermeyecek kadar yoğunlaşma ya da ancak bunlarla sakinleşebilme.Reklamları,şarkıları,markaları öğrenirken günlük yaşam için gerekli sözcükleri öğrenmeme.
-Bir takım ayrıntılarda bir dizi rutini yapmada ısrar; yemeğini aynı sırada yemek isteme,derse başlarken aynı etkinlik sırasını isteme gibi.
-Aynılığı koruma isteği, değişikliğe tepki gösterme ya da bu konuda ikna olmada zorlanma.Kıyafetler,evdeki eşyaların yerleri,uyunan yatak ve nevresim,bir yere
giderken aynı yoldan gitmek isteme gibi.Ancak bazı otistik çocuklarda da değişikllik-
leri hiç farketmeme özelliği görülür.
-Aşırı titizlik,düzenlilik; duvardaki küçük bir lekeyi, halının kıvrılan kenarını fark etmek gibi.
-İnsanların bedeninde bazı ayrıntılara yoğun ilgi ve dikkat; saç koklama,saça dokunma,giysideki aksesuarlar gibi.

D-) Duyu, Algı ve Öğrenme Özellikleri:
 -Komutları yerine getirmede sorunlar
 -Öğrendiğini genelleyememe; başka ortam ve kişilere transfer edememe
 -Öğrendiklerini unutma, kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya geçirememe.Ancak bazen unuttukları sanılan bir şeyi beklenmedik bir anda sergileyebilirler.
 -Dikkat süresinin kısa oluşu,dikkatin kolay dağılması
 -Öğrenme sorunları;
 -Adını öğrenmede güçlük
 -öğrenmede aynılık isteği (çalışma yeri,şekli vb.)
 -kalıp halinde öğrenme
 -öğrendiklerini bütünleştirmede sorun; film akışı şeklinde değil de birbirinden kopuk film kareleri gibi algılama,öğrenme.Bütünden ziyade ayrıntılara dikkat ettikleri için bağlantı kurma dolayısıyla bütünleştirme ve sıralama yapmada zorlanıyorlar.       
 -okuma ve yazma öğrenmede sorunlar var.Bazen anlamını bilmeden okuma (hiperleksi) var.Okumayı öğrenseler de işlevsel kullanamıyorlar,okurken vurgu ve gramer sorunları,okuduğunu ifade etmede ve yorum yapmada sorunları var.
-öğrenme becerilerinde inişler-çıkışlar görülür,sık tekrara ihtiyaçları var.
-soyut kavramları öğrenmede güçlük; çenen düştü deyimini somut olarak algılarlar.
-yargılamaları akranlarının düzeyinde değildir.
-Sağ-sol, önünde-arkasında gibi mekansal yönelim  becerilerinde  sorunlar
-Çoğunlukla belirsiz el dominansı (hem sağ hem sol eli kullanabilme)
-İnce motor becerileri öğrenmede güçlükler var.
-Birden fazla uyaran olduğunda anlamakta zorlanma.Çünkü 5 duyuyu algılıyorlar ancak bütünleştiremiyorlar.
-Bazı uyaranlara (yüksek ses,ayna,ışık gibi) aşırı hassasiyet.Bu tip uyaranlara yoğun ilgi duyma ya da rahatsız olma.
-Acıya, ağrıya, soğuğa dayanıklılık ya da çok hafif bir acıya yoğun tepki gösterme.
-Kokuların,tatların farkında olmama ya da aşırı duyarlılık (yiyecekleri, insanları koklama gibi)
-Kendini tehlikelerden koruyamama (yüksek yer,ateş,trafik gibi)
-Paranın işlevini anlayamama,para kullanmaya kayıtsızlık
-Bazı otistik çocuklarda görülen özel yetenekler şu alanlardadır;
 -müzik
-bellek (reklam,plaka,yol gibi)
-sayılar ve sayısal ilişkiler
-mekanik (yap-boz,bilgisayar,teknik aletler gibi)
-resim
 Ancak organizasyon ve iletişim becerilerindeki yetersizlikleri nedeniyle bu yeteneklerini işlevsel olarak kullanamayabilirler.Bu alanlardan birinde ya da bir-kaçında yetenekli olmalarına rağmen diğer gelişim alanlarında günlük yaşam için gerekli becerilerde akranlarından geride oldukları görülür.


E-) Diğer Özellikler:
-Hareketlilik (otizme bağlı olan hiperaktivite).
-Hipoaktivite (kas gevşekliği); sanki gücü yokmuş gibi davranma
-Kaba motor beceriler iyi düzeydedir.Ancak olağan dışı özellikler görülebilir; parmak ucunda ya da hoplayarak,zıplayarak yürüme gibi.
-Huzursuzluk ve kaygı (anksiyete)
-Kendine özgü ve uygunsuz korkular
-Uğuldama,çığlık atma
-Sebepsiz ya da uygunsuz gülme ve ağlamalar
-Utanmanın gelişmemesi ya da bu konuda güçlükler (uygunsuz yerde soyunabilme)
-Davranış problemleri;
-kendine ya da çevreye zarar veren davranışlar
-öfke nöbetleri
-engellenmeye tahammülsüzlük gibi
-Uyku sorunları;uyku alışkanlığında aynılık isteği, az ya da çok uyuma,sık uyanma gibi sorunlar görülür.
-Beslenme sorunları; beslenme alışkanlığında aynılık isteği, bazı yiyeceklere takıntı,
bazılarını ise red etme gibi sorunlar görülür.
-Üstü başı ile ilgilenmeme, alış-verişte sadece reklamlarda gördükleriyle ilgilenme
-Öz bakım becerilerinde sorunlar (banyo,tuvalet,kuaför gibi)
-Tikler görülebilir.
-Buriksizm (diş gıcırdatma) görülebilir.
-Kabızlık görülebilir
-Alerji sorunları görülebilir

çekiliş varrr=)





                                                  http://inanirsakolurbence.blogspot.com/

muhteşem hediyeler

                                                          http://www.surprizmutfak.com/
                    http://surprizmutfak.blogspot.com/2010/11/hediye-sepeti-etkinligi-kasim-ayi.html

9 Ağustos 2011 Salı

İncir Reçeli










































 Bugün erkek arkadaşımla incir reçeli filmine gittik.Gerçekten güsel..Ve filminde dediği gibi'' İNCİR REÇELİ GÜZELDİR''

Dukan Diyeti...Emin olun başlayan kilo verdiğini görmeye başlayınca bırakamıo=)



Dr. pierre dukan diyeti ile zayıflama Fransa’nın en ünlü beslenme uzmanlarından biri olan Dr. Pierre Dukan’ın kaleme aldığı kitapta egzersiz yapmadan yüksek miktarda protein tüketerek kilo verilebileceği söyleniyor. Dr. Dukan’ın Protal (proteins alternatives) diyeti meşhur Atkins, South Beach ve 70’li yıllarda popüler olan protein diyetlerine benziyor. Sınırsız protein tüketip aç kalmadığınız ve az miktarda yağ kullandığınız için vücut mevcut yağ depolarını harcamaya başlıyor.
dukan diyetinde sınırsız et yiyebilirsiniz
Diyetin ilk aşaması saldırı… Beş gün yapılması önerilen diyetin bu aşamasında sadece protein var. Dana ve sığır eti biftek, fileto, kıyma olarak tüketilebiliyor. En fazla yüzde 10 yağ içeren et yapışmayan bir tavada, fırında ya da ızgarada pişirilebiliyor. Tavuk ya da hindi eti de diyete uygun. Dr. Dukan kitabında hindi fümenin, tavuğun göğüs etinin rahatlıkla yenilebileceğini söylüyor. Tüm deniz ürünleri ve balıklar da diyete uygun gıdalar arasında yer alıyor. Buharda pişirilmiş, ızgara ya da tütsülenmiş her türlü deniz ürününü yiyebilirsiniz ancak yağlı ve konserve olanlardan uzak durmanız gerekiyor. Yumurta 3-4 adeti geçmemek şartıyla, yağsız süt, yoğurt veya peyniri ise istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.
Saldırı aşamasında dikkat etmeniz gereken en önemli şeylerden biri de bol bol su içmek. Günde en az iki litre su vücudu protein atıklarından temizlemek açısından önem taşıyor. “Et, tavuk, balık tatsız tuzsuz olur, yenmez” diyorsanız bu diyette her türlü baharat, sirke, maydanoz, soğan, sarımsak serbest. Acıktığınız zaman bu saydığımız gıdaları sınırsız olarak tüketebiliyorsunuz. Dr. Dukan protein içeren gıdaların iştahı azalttığını ve 3-4 gün protein tüketildiğinde açlık hissinin neredeyse yok olduğunu belirtiyor.
Bir de yapmamanız gerekenler var tabii: Yoğun egzersiz (ilk üç gün yorgun olabilirsiniz), öğün atlamak, ketçap ya da mayonez gibi yağ ve şeker içeren soslar tüketmek… Bu aşama hiçbir özür, sapma, duraklama kabul etmiyor. Yani “Biraz ara vereyim, şu tatlıdan bir kaşık alayım” deme şansınız yok.
KİLO KAYBI ZAYIFLAMA DİYET
Beş günlük saldırı aşamasını geçtikten sonra şimdi asıl kilo vereceğiniz bölüme geliyorsunuz. Bu aşamada haftada 2-3 kilo verebilmenin mümkün olduğu iddia ediliyor. Mönünüzde ise birinci aşamadakı proteinlere ek olarak çiğ ya da pişmiş olarak sebze tüketebiliyorsunuz. Örneğin domates, salatalık, brokoli, ıspanak, pırasa, lahana, kereviz, mantar, patlıcan, biber, havuç, her türlü yeşillik… Ancak nişasta içeren patates, pirinç, mısır, bezelye, fasulye, mercimek gibi gıdalar tamamen yasak. Sebzelerin de tıpkı etlerde olduğu gibi mutlaka yağsız pişirmeniz gerekiyor.
HAFTADA 1 GÜN PROTEİN
Aradan haftalar geçti, sonunda bütün fazlalıklarınızdan kurtuldunuz. Bu durumda diyetiniz sona erdi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü şimdi koruma aşaması başlıyor. Bu aşamanın ne kadar süreceğini ise kaybettiğiniz kilo x 4,5 formülüyle buluyorsunuz. Örneğin 15 kilo verdiyseniz 67 gün koruma diyeti yapmanız gerekiyor. Neler yiyebileceğinize gelirsek… Her gün sınırsız et, tavuk, deniz ürünleri, yağsız süt, yoğurt, peynir ve yumurta… Haftada altı gün; bir porsiyon meyve (muz, üzüm, kiraz hariç her türlü meyve), iki dilim kepekli ekmek, 40 gram normal peynir, kilo verme aşamasındaki sebzeler… Haftada iki kez birer porsiyon nişastalı gıdalar (patates, makarna vs), kuzu eti, tatlı… Bu aşamayı da geçtikten sonra artık yapmanız gereken tek şey var: Normal hayatınıza devam ederken haftada bir gün saf protein diyeti yapmak…
                                                    http://keddynindolabi.blogspot.com

                 ZAranın muhteşem yeşil ayakkabıları,keddy'nin bloğunda gördm ve bayıldım  resmen..Rengi özellikle çok hoş

Style of the month

Style of the month

okumak gerçekten olasılıksız

                        Kitaba başladım ama bir türlü devam ettiremiyorum.Halbuki bir o kadar da merak ediyorum..Ya bir terslik çıkıo ve ben okuyamıorum ya da canım okumak istemiyor.=(

ikea evinizin her şeyi

ikeayı gerçekten çok seviyorum..Ürünleri birbirinden ilginç,bir o kadar da sade..Hepsini alasım geliyooo

Film önerilerim

                                                      Wall-e 'ye vurlduum bir film.Muhteşem.




                                              ''Herkes aşçı olabilir''sloganıyla hareket eden müthiş bir film




                                                   2 ülke arasında sıkışmak ve iki ülkeye de gidememk bu kadar güzel anlatılablr.Uçaktayken ülkesinde darbe olan bir kişinin çabaları=)



yahşi cazibeye yeni kişi...!

http://magazin.milliyet.com.tr/yahsi-cazibe-ye-surpriz-transfer/magazin/magazindetay/08.08.2011/1424174/default.htm

benden size gelsin


İi gecLer blog canlar=)



bugün ortalığı karıştıran nestle duyurularındansonra,nestledengelen açıklama

http://www.nestle.com.tr/download/Nestle-Bebek-Mamasi-Aciklamasi.pdf

rococosh dan rocco gibi şirin ayakkabılar..kaçırmayalım=)

kırmızı benim renGim: Rococosh: HEDİYE ROCOCOSH AYAKKABI ÇEKİLİŞİ / GİVE...: "Rococosh: HEDİYE ROCOCOSH AYAKKABI ÇEKİLİŞİ / GİVEAWAY #2 : 'Temmuz sonunda yenileri gelecek diye söz verdiğim rococosh ayakkabıların ilk 6..."

Rococosh: HEDİYE ROCOCOSH AYAKKABI ÇEKİLİŞİ / GİVEAWAY #2

Rococosh: HEDİYE ROCOCOSH AYAKKABI ÇEKİLİŞİ / GİVEAWAY #2: "Temmuz sonunda yenileri gelecek diye söz verdiğim rococosh ayakkabıların ilk 6 tanesinden birini ramazan bayramı hediyesi olarak ,ca..."
HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENİN !

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına
inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat
olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve
yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme
yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya
hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı
neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her
zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi
halin cezanda indirim sağlamaz.


Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu
yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen
karşılığında mutlaka başka bir iddiayla
karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması
gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın,
güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
"Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur
aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine
engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik
yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak
için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o
lüksü sonuna kadar yaşasın.


Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak"
yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu
hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir
eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken
de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin
sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif
verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında.
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de
cabası....


Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip
de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın
sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o
zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

NAZIM HİKMET

En sevdiğim nazım hikmet şiiri=)

muhteşem sandaletler

http://www.trendyol.com/Siyah-Sandalet-M0168200502-P358435.aspxlimangodan 29,90a aldığım sandalet,şu an trendyol da 19,9 ama btmş=( şunu anladım ki acele etmmek gerek
merhabalar..blog blog gezrken artık bnm de blogum olsun istedi.Umarım her şey güsel olur...=)