18 Nisan 2012 Çarşamba

İhmallerdeyim...

Şu sıralar blogu,hayatı ihmallerdeyim..Yorgunum,bitkinim..Sanki bahar çarpmış gibiyim.
Buralarda yokkene neler yaptım neler...!
Öncelikle morhipo'dan siparişlerimi göstereyim size..



 Hatırlarsanız eğer bu bardak altlığımın turuncusunu istemiştim ilk başlarda şimdik de evlilik yakınlığından ötürü bir de sevgilime istedim yeşilini..
                         

         Adam Şeklinde Nihale
         Bayıldm resmen..Farklı  şeyler çok hoşuma gidiyor.






Bunlar dışında çeyiz hazrlıkları tam gaz devam edrkene limangodan da ikea'dan ablamın aldığı ve benm çok hoşuma giden saklama kaplarının benzerlerinden sipariş ettim..Saklama kapları daha gelmedi.Beklemedeyim..
Çok kullanışlı olacağı kanaatindeyim.


Gel gelelim bu yoklukta neler izledim?
1-BLACK

2005 yapımı güzel bir hint/amerikan filmi.hayatını karanlıkta yaşamaya mahkum sağır ve kör bir kızın, öğretmeni sayesinde hayatın abecesini öğrenmesinin konu edildiği; dram yönünün sömürülmeyip sadece ortaya konulduğu, sürükleyici ve izlenesi bir eser. kızlarına belli kalıpların içerisinde baktıkları için başarılı olamayan bir aileye, öğretmen bakış açısının bolluğu ile karşılık veriyor ki bu sayede imkansızı-bu da asla öğrencisine öğretmediği bir kelime- başarıyor.
                                                                                
                                                                                                                 2-TEMPLE GRANDIN


Genç ve otizm hastası bir kadın dünyayı diğer insanlardan çok farklı olarak görmektedir. Hafızasına aldığı anlık olaylar ansızın gözlerinin önüne gelmekte ve bu durum ona, dünyaya çok daha derinlemesine bakabilme imkanı tanımaktadır. İnsanlarla diğer canlılar arasında yaşama dair bağlantılar kurabilmektedir. Onun bu iletişim becerileri Otizm kavramına çok daha farklı anlamlar yüklenmesine neden olur ve etrafındaki tüm insanlara bu becerileri ile yeni bir ufuk açma çabası içine girer. Ancak hayatı boyunca, kendisini çok farklı değerlendiren bütün bu insanlara unutamayacakları tecrübeler yaşatacak ve sevginin, merhametin ne demek olduğunu öğretecektir…
Temple Grandin’nin bu hikayesi gerçek bir hayattan alınma. Kendisi 1947 yılında Boston, Massachusetts’de doğmuş olan bir Otizm hastasıdır. Ancak hayata değer katma alanındaki çalışmaları ve özellikle hayvan içgüdüleri konusundaki başarılarıyla doktorasını tamamladıktan sonra, Colorado Eyalet Üniversitesinde profesörlük ünvanı almıştır. Aynı zamanda, filmde de anlatılacağı üzere; Hug Machine (Sarılma Makinesi) isimli bir ürün de icat etmiştir..
3- KORO
Film savaş sonrası Fransa'da 1949 yılında geçer. İşsiz müzik öğretmeni  gelen bir teklif üzerine yatılı erkek öğrencilerden oluşan bir okulda işe başlar. "Suyun Dibi"  adı verilen okulda tamamen birbirlerinden farklı karakterlerden oluşan ve oldukça asi tavırlar sergileyen genelde kimsesiz fakir öğrenciler bulunmaktadır. Okulun müdürü ise öğrencilere karşı oldukça sert davranmakta, hücre cezası ve dayak gibi acımasız cezalar vererek disiplini sağlamaya çalışmaktadır. Bu gibi cezalar ile hiçbir sonuca varılamayacağını düşünen Clement, cezaların caydırıcı olmak bir yana öğrencilere ispiyonculuğa özendireceğini ve aralarındaki çatışmanın artacağını düşünür. Aklına gelen en iyi çözüm, en iyi bildiği iş olan müzik sayesinde öğrencilere ulaşarak onlara farklı bir dünyanın kapılarını aralayabilmek olur.



Her filmi ayrı ayrı tavsiye ediyorum.Çünkü hepsi de birbirinden güzel filmler.

Ve izlediğim dizilerim....
1-GAME OF THRONES









         2-SEKSENLER

6 yorum:

Boş Defter dedi ki...

"Black" filmini yıllar önce çok beğenerek izlemiştim. Zaten Hint filmlerine karşı bir hayranlığım söz konusu...

Beyaz Bezelye - Bugy dedi ki...

Bardak altlığını çok beğendim güle güle kullan :)

Maya dedi ki...

:) yine de güzel değerlendirmişsin bence bu bizsiz geçen zamanı :)

Narsistanbul dedi ki...

TRT dizilerinin izleniyor olmasından çok hoşlanıyorum. ben de leyla ile mecnun fanatiğiyim:)

BÜTÜ dedi ki...

seksenlere bayılıyorum gerçekten :)

kırmızı saçlı cadı dedi ki...

Sevgili Boş Defter..
Gerçekten hint filmlerine ben de bayılıyorum..Her hint filminde ayrı bir yaraya parmak basılıyor.Toplumsal bir kaygı taşıması ve bir şeylerin farkına varılmasını sağlaması çok hoşuma gidiyor...


Sevgili Bugy...
Teşekkr edrm cnm.Bu ikinci oldu biri kendime diğeri erkek ark. karşılıklı kahveleri yudumlarken birlikte koyalım diyerekten=)

Sevglil Mayacım..
Valla bilin ki her uzaklaştığımda aslında yoğun zaman geçirdiğimden dönemiyorum..=)

Sevgili Selcan...
Leyla ve mecnun'u izlemeyi çok istedim ama bir türlü kısmet olmadı ve başından izlemediğim için de arada bir yerde girip izlemeye başlamayı sevmiyorum..ama seksenler gerçekten muhteşem..O zamanın sıcaklığı,insanlığı,yaşanmışlığı gerçekten hatırlanması güzel olan şeyler..

Sevgili Bütü...
Seksenlere bayılmamak mümkün mü bee yaa=)